6 MUHARREM 1447
Allahü teâlâdan ve O’nun dostlarından başkasına meyleden kalb hasta demektir. Abdullah bin Mürteiş “Rahmetullahi aleyh”
Sultan Abdülmecid Hân’ın taht’a çıkması (1839) Kabotaj ve Denizcilik Bayramı
Erkek: Şadi - Kız: Şadiye - Yemek: Sütlü çorba, Tavuk, Bulgur pilavı, Ayran.
Çocukluğumdan beri suyu ayakta içme konusunda büyüklerimizden duyduğum tek şey, ayakta içme. Ama neden ayakta içmemeliyiz? Tıbben veya dinen nedir açıklaması.
Bir gün yarım kiloluk pet şişedeki suyu büyük su bardağına boşalttım ve hepsini ayakta birden içtim. O an da büyüklerin sözü aklıma geldi. Bunun üzerine biraz büyüklerle konuştum, biraz da konuyla ilgili yazılar okudum...
Peygamber efendimiz ayakta su içmeme hususunda da bizi uyarmıştır. Hadîs-i şerîflerde buyuruluyor ki:
“Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı.”
(Abdürrezzak 10/427 hadis 19588)
“Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın!”
(Müslim eşribe Hadis 116)
İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır. Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer. Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zâten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçer. Eğer insan sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer. Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera dâhil, birçok hastalıklardan korunmuş olur. Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar...
Dr. H. İspirlioğlu
FIKRA......... BİR BACAK
Öğrenciler, biyoloji dersinden yapılacak imtihanda, nasıl yardımlaşacaklarının plânlarlar.
Hoca sürpriz olarak imtihanı laboratuvarda yapar. Birer mikroskop verir ve soruyu sorar:
- Bu mikroskoplarda lam’da bir böceğin bacağı var. Bu bacağın böceğini yazarak tanıtın!
Öğrenciler çalışmadıklarından soruyu yapamazlar. Biri dayanamaz, kapıyı çarpıp çıkar. Hoca arkasından seslenir:
- Kim bu kapıyı çarpıp çıkan?
Bacağını uzatarak seslenir:
- Hocam, kolaysa tanıyın?..